30 Kasım 2008 Pazar

Temel & Dursun

Temel ile Dursun Amerika'da itfaiye teşkilatına girerler, yangın ihbarı alınır.Çok katlı bir binanın kreş katında yangın çıkmıştır. İtfaiyeci merdiveni çalışmaz.Temel yukarı çıkar. Dursun aşağıda kalır..Temel aşağıda bekleyen Dursun'un kucağına çocukları atmaya baslar.Temel atar, Dursun tutar, kaldırıma koyar.Bir çocuk, iki çocuk, üç çocuk, derken beşinci zenci çocuktur..Temel bırakır, Dursun yakalamak için kollarını açmaz. Çocuk paat yerde.Tekrar at, tut kenara koy, tut at kenara koy. Temel yine zenci çocuk atar Dursun yine tutmaz. Çocuk paat gene yerde..Dursun yukarı bağırır: "Temel yanıkları atarak vakit kaybetme.."...!!

Karadeniz Fıkrası

Trafik polisi Cemal’in kullandığı aracı durdurur ve gülerek müjde verir :
- Sizi tebrik ederim beyefendi bugünkü kontrollerimizde emniyet kemeri takan tek sürücü sizsiniz bu yüzden size 500 milyon lira ödül vereceğiz. Bu parayla ne yapmayı düşünüyorsunuz? Cemal cevap vermiş :
- Hemen cidip bir ehliyet alacağum...
Polis, ne senin ehliyetin yok mu, demeye kalmadan yandan fadime söze girmiş :
- Siz ona bakmayın memur bey içince hep böyle sapitiy.
Polis iyice sinirlenmeye başlamış tam bu arada arka koltukda oturan Dursun atlamış :
- Ula ben size demedim mi çaluntu arabayla yola çıkmayalum, başımıza bir iş celur diye.
Trafik polisi iyice zivanadan çıkmak üzereymiş ki bagajdan İdris’in sesi gelmiş :
- Ne oldu uşaklar geçtik mi sınırı?..

Varil

Teftişe çıkan nöbetçi çavuş kuytu bir yerde erlerin kuyruğa girip sırayla bir varile dayandıklarını görür ve şiddetle 

-"Ne yapıyorsunuz orada" der. Askerler, sırayla varil siktiklerini söylerler. Çavuş pantolonlarını çözüp varile sikini sokar.O ne gerçekten bir yerlere çok tatlı bir şekilde giriyor. O günden sonra bir hafta boyunca çavuş kuyruğa girip varili siker.

8.gün sıra kendisine geldiğinde bir bakar ki siki boşluğa girmiş. Askerlere döner,ne oldu niye boş dercesine kaş göz işareti yaptığında, 

erler hep bir ağızdan 

-"Komutanım varilin içine girme sırası sizde" derler.

Başka Çimse Yok Miii?

Temel, bir gün tarlasından eve dönmektedir. Karadeniz bölgesinin sarp arazisindeki patikada ilerlerken, birden ayağı kayar ve yüzlerce metre derinlikteki uçuruma yuvarlanır. Can havliyle, uçurumdaki bir ağacın dalına tutunur. Aşağıya bakar, metrelerce derinlikte ve dibinde de sivri kayalar. Belki duyan olur da kurtarmaya gelir diye avazı çıktığı kadar bağırır:
-Çimse yok miiii!
Bir kaç kere daha bağırır. Sonunda, ta yukarılardan, gökten bir ses duyar:
-Ey kulum Temel! Düşüp ölsen ne var ki? Seni cennetime koyarım. Eğer emirlerimi yaptıysan, yasaklarımdan kaçındıysan, kul hakkı yemediysen hiç korkma!
Temel şöyle bi düşünür, emirlerden hemen hiçbirini yapmamış, yasakların neredeyse tamamını yapmış, kul hakkı desen sadece Fadime'nin hakkını ödeyemez. Başını kaldırıp, tekrar bağırır:
-Başka çimse yok miiii!

Yanlis Anladi...

Çok karizmatik ve yakışıklı bir adam yanında bir devekuşuyla bara girmiş, herkes şaşkın falan öööle adama bakıyolar, adam bara yanaşmış...

- "Barmen bana bi viski, ona da büyük bi bardak su."

Barmen talepleri yerine getirmiş, bi tek, iki tek, saatler ilerlemiş, adam:

- "Hesap lütfen!" demiş.

Barmen hesap pusulasını uzatmış, adam elini cebine atmış, parayı çıkartmış, tam hesapla aynı.



Ertesi gece adamımız geri gelmiş, yanında tabii devekuşu da var.

- "Barmen bana bi viski, ona da büyük bi bardak su."

Barmen istediklerini vermiş, bi tek iki tek, saat geç olmuş, adam hesabı istemiş, barmen hesabı göstermiş.

Adamımız elini cebine atmış, çıkartmış, tam hesap miktarı. Barmen şaşkın ama nafile.



Bikaç gece sonra adamımız devekuşuyla beraber geri gelmiş. Barmenin içi içini yiyo. Adam:

- "Bana bi viski, ona da su ver."

Barmen emre amade, yerine getirmiş, gece ilerlemiş, adamımız hesabı istemiş, barmen bol küsüratlı saçmasapan bir miktarı hesap olarak adama vermiş.



Adam elini cebine atmış, çıkartmış, yine tam hesap. Barmen oynatmak üzere.


Dayanamamış:

- "Beyfendi bi süredir barımıza gelip gidiyorsunuz, kusura bakmayın ama bişey sormak istiyorum, yoksa kafayı yiycem.
Her gece cebinizden çıkan para hesapla kuruşu kuruşuna aynı oluyor. Bunu nasıl başarıyorsunuz?"

Adamımız gülümsemiş:

- "Bir gün karşıma bir cin çıktı, üç dileğimi sordu.



İlk olarak; karizmatik ve yakışıklı bi tipim olmasını istedim.


İkinci dileğimde, ne almak istersem isteyim, elimi cebime attığımda parası aynen cebimden çıksın istedim."

Barmen:

- "Peki kızmayın ama bu kuş ne iş?"

Adamımız:

- "Onu hiç sorma, son dilegim; beni hiç bırakmayacak uzun bacaklı bir piliçti. Yanlış anladı ...........!!!