3 Aralık 2008 Çarşamba

Ateist

Ateist bir adam bir gün ormanda geziyor ve etrafındaki güzelliklere bakıyormuş. "Evrim ne güzellikler yaratıyor!" diye düşünüp mest oluyormuş. Birden arkasında kocaman bir ayı belirmiş ve onu kovalamaya başlamiş. Adam bütün gücüyle kaçıyormuş ama her arkasına bakışta ayının daha yaklaşmış olduğunu farkediyormuş. Dakikalarca süren bir kaçışın sonunda adamın ayağı yerdeki dala takılmış, ayi adamın üzerine atlamış, pençesini kaldırmış. Tam vurmaya hazırlanırken adam "TANRIM!!!" diye bağırmış. Bir anda zaman durmuş, ayı donmuş, ormandaki nehir bile akmaz olmuş. Bir anda orman kararmış ve gökyüzünden bir ışık hüzmesi adamın üzerine parlamiş. Çok derinden gelen ilahi bir ses adama: - "Yıllarca bana inanmadın, yaratılışı kozmik bir kazaya bağladın, sana bu durumda yardım etmemi mi istiyorsun? Seni sevgili bir kulum mu saymalıyım?" demiş. Adam utanç içinde: - "Biliyorum bunca yıldan sonra dindar biri olmayı istemem haksızlık, ama belki AYIYI dindar yapabilirsiniz." demiş. Ses: - "Peki." diye karşılık vermiş ve ışık kaybolmuş. Nehir tekrar akmaya baslamis. Herşey eski haline dönmüş. Ayı pençesini indirmiş, iki pençesini de göğe doğru çevirmiş, ve konuşmaya başlamiş: - "Tanrım, senin rızkınla orucumu açıyorum, hamdolsun verdiğin nimetlere."

1 Aralık 2008 Pazartesi

Yaramaz Çocuklar

mahallenin birinde 2 kardes varmıs çok yaramazlarmıs.mahallede ne kırılırsa ne kaybolursa bunlardan bilinirmis.birgün anneleri sikayetten bıkmış bunları rahibe götürmüs.rahip büyük olanı odaya cekip sormus;allah nerede?diye.çocukda tık yokmus rahip kızmış bagırarak tanrı nerede?diye tekrar sormus çocuk kardesinide alıp kaçmış.kardesi sormus abi noldu nie kaçıyoz?diye.abisi yanıtlamış;kaç olum kaç bu sefer iş büyük tanrı kaybolmuş bizden biliyolar.demis

Nah Vardır

Temel'in askerlik yaptığı bölükte bir gün Temel'in dostunun babası ölür.
Komutanları der bunu alıştıra alıştıra kim söler.
Birden Temel akılarına gelmiş.Temel'i çağırmışlar. Açık açık anlatmışlar durumu.
Temel hemen arkadaşı cemali çağırır.
- Ula Cemal Senin Amcan Var mudur?
Vardur. 
Dayin Var mudur? 
Vardur. 
Teyzen Var mudur? 
Vardur. 
Annen Var mudur? 
Vardur. 
Baban Var mudur? 
Vardur. 
Nah Vardur!

Senin İsmin Ne ?

Adamın biri yolda bir çocuk görmüş. İsminisormuş. Çocuk tam ismini söylicekken Dur Dur demiş adam. Ben tahmin edeyim senin adını. Sen sadece baş harfini söyle. Çocuk Y demiş. Adam başlamış saymaya.
-Yunus
-Hayır
-Yakup
-Hayır
-Yusuf
-Hayır
...
Adam sinirlenmiş. Başlamış kız isimlerini saymaya.
-Yeliz
-Hayır
-Yeşim
-Hayır
...
En sonunda kızan adam.
-Ne ulan senin adın! demiş.
-Yamazan zuaaa

30 Kasım 2008 Pazar

Temel & Dursun

Temel ile Dursun Amerika'da itfaiye teşkilatına girerler, yangın ihbarı alınır.Çok katlı bir binanın kreş katında yangın çıkmıştır. İtfaiyeci merdiveni çalışmaz.Temel yukarı çıkar. Dursun aşağıda kalır..Temel aşağıda bekleyen Dursun'un kucağına çocukları atmaya baslar.Temel atar, Dursun tutar, kaldırıma koyar.Bir çocuk, iki çocuk, üç çocuk, derken beşinci zenci çocuktur..Temel bırakır, Dursun yakalamak için kollarını açmaz. Çocuk paat yerde.Tekrar at, tut kenara koy, tut at kenara koy. Temel yine zenci çocuk atar Dursun yine tutmaz. Çocuk paat gene yerde..Dursun yukarı bağırır: "Temel yanıkları atarak vakit kaybetme.."...!!

Karadeniz Fıkrası

Trafik polisi Cemal’in kullandığı aracı durdurur ve gülerek müjde verir :
- Sizi tebrik ederim beyefendi bugünkü kontrollerimizde emniyet kemeri takan tek sürücü sizsiniz bu yüzden size 500 milyon lira ödül vereceğiz. Bu parayla ne yapmayı düşünüyorsunuz? Cemal cevap vermiş :
- Hemen cidip bir ehliyet alacağum...
Polis, ne senin ehliyetin yok mu, demeye kalmadan yandan fadime söze girmiş :
- Siz ona bakmayın memur bey içince hep böyle sapitiy.
Polis iyice sinirlenmeye başlamış tam bu arada arka koltukda oturan Dursun atlamış :
- Ula ben size demedim mi çaluntu arabayla yola çıkmayalum, başımıza bir iş celur diye.
Trafik polisi iyice zivanadan çıkmak üzereymiş ki bagajdan İdris’in sesi gelmiş :
- Ne oldu uşaklar geçtik mi sınırı?..

Varil

Teftişe çıkan nöbetçi çavuş kuytu bir yerde erlerin kuyruğa girip sırayla bir varile dayandıklarını görür ve şiddetle 

-"Ne yapıyorsunuz orada" der. Askerler, sırayla varil siktiklerini söylerler. Çavuş pantolonlarını çözüp varile sikini sokar.O ne gerçekten bir yerlere çok tatlı bir şekilde giriyor. O günden sonra bir hafta boyunca çavuş kuyruğa girip varili siker.

8.gün sıra kendisine geldiğinde bir bakar ki siki boşluğa girmiş. Askerlere döner,ne oldu niye boş dercesine kaş göz işareti yaptığında, 

erler hep bir ağızdan 

-"Komutanım varilin içine girme sırası sizde" derler.

Başka Çimse Yok Miii?

Temel, bir gün tarlasından eve dönmektedir. Karadeniz bölgesinin sarp arazisindeki patikada ilerlerken, birden ayağı kayar ve yüzlerce metre derinlikteki uçuruma yuvarlanır. Can havliyle, uçurumdaki bir ağacın dalına tutunur. Aşağıya bakar, metrelerce derinlikte ve dibinde de sivri kayalar. Belki duyan olur da kurtarmaya gelir diye avazı çıktığı kadar bağırır:
-Çimse yok miiii!
Bir kaç kere daha bağırır. Sonunda, ta yukarılardan, gökten bir ses duyar:
-Ey kulum Temel! Düşüp ölsen ne var ki? Seni cennetime koyarım. Eğer emirlerimi yaptıysan, yasaklarımdan kaçındıysan, kul hakkı yemediysen hiç korkma!
Temel şöyle bi düşünür, emirlerden hemen hiçbirini yapmamış, yasakların neredeyse tamamını yapmış, kul hakkı desen sadece Fadime'nin hakkını ödeyemez. Başını kaldırıp, tekrar bağırır:
-Başka çimse yok miiii!

Yanlis Anladi...

Çok karizmatik ve yakışıklı bir adam yanında bir devekuşuyla bara girmiş, herkes şaşkın falan öööle adama bakıyolar, adam bara yanaşmış...

- "Barmen bana bi viski, ona da büyük bi bardak su."

Barmen talepleri yerine getirmiş, bi tek, iki tek, saatler ilerlemiş, adam:

- "Hesap lütfen!" demiş.

Barmen hesap pusulasını uzatmış, adam elini cebine atmış, parayı çıkartmış, tam hesapla aynı.



Ertesi gece adamımız geri gelmiş, yanında tabii devekuşu da var.

- "Barmen bana bi viski, ona da büyük bi bardak su."

Barmen istediklerini vermiş, bi tek iki tek, saat geç olmuş, adam hesabı istemiş, barmen hesabı göstermiş.

Adamımız elini cebine atmış, çıkartmış, tam hesap miktarı. Barmen şaşkın ama nafile.



Bikaç gece sonra adamımız devekuşuyla beraber geri gelmiş. Barmenin içi içini yiyo. Adam:

- "Bana bi viski, ona da su ver."

Barmen emre amade, yerine getirmiş, gece ilerlemiş, adamımız hesabı istemiş, barmen bol küsüratlı saçmasapan bir miktarı hesap olarak adama vermiş.



Adam elini cebine atmış, çıkartmış, yine tam hesap. Barmen oynatmak üzere.


Dayanamamış:

- "Beyfendi bi süredir barımıza gelip gidiyorsunuz, kusura bakmayın ama bişey sormak istiyorum, yoksa kafayı yiycem.
Her gece cebinizden çıkan para hesapla kuruşu kuruşuna aynı oluyor. Bunu nasıl başarıyorsunuz?"

Adamımız gülümsemiş:

- "Bir gün karşıma bir cin çıktı, üç dileğimi sordu.



İlk olarak; karizmatik ve yakışıklı bi tipim olmasını istedim.


İkinci dileğimde, ne almak istersem isteyim, elimi cebime attığımda parası aynen cebimden çıksın istedim."

Barmen:

- "Peki kızmayın ama bu kuş ne iş?"

Adamımız:

- "Onu hiç sorma, son dilegim; beni hiç bırakmayacak uzun bacaklı bir piliçti. Yanlış anladı ...........!!!